Haber

Psikolojik Hazırlık Olmadan Deprem Toplumu Derinden Etkiler

Sabancı Üniversitesi “Toplum ve Afet Risk Yönetimi” Seminer serisinin üçüncüsü gerçekleştirildi

Sabancı Üniversitesi’nin afet risk yönetimi ve afet sonrası müdahale teknikleri konusunda başlattığı “Toplum ve Afet Risk Yönetimi” seminer serisinin üçüncüsü “Afet Risk Yönetiminde Psikolojik Bilim ve Uygulamaları” başlığıyla gerçekleştirildi.

Seminerde, afet risk yönetiminin bel kemiğinin psikoloji uygulamalarına dayandığı vurgulanırken, manevi hazırlık yapılmadığında sarsıntının toplumu çok derinden etkilediğine değinildi.

Sabancı Üniversitesi tarafından afet risk yönetimi ve afet sonrası müdahale sistemleri konusunda başlatılan “Toplum ve Afet Risk Yönetimi” seminer serisinin üçüncüsü 18 Nisan 2023 Salı günü gerçekleştirildi.

“Afet Risk Yönetiminde Psikoloji ve Uygulamaları”Sabancı Üniversitesi Edebiyat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi prof. Dr. Nebi Sümer,İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı, Medipol Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı prof. Dr. Gökhan Malkoçve TOBB ETÜ Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi prof. Dr. Nuray Karancıoldu.  

Sabancı Üniversitesi Edebiyat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi prof. Dr. Nebi Sümer,Seminerde yaptığı konuşmada , “Afetlerde müdahale sırasında psiko-sosyal pekiştirme denilince akla psikoloji gelmektedir. Ancak kozmik afet yönetimi olarak bilinen genel kozmik modelin 4 aşaması vardır: risk ve kayıp azaltma, hazırlık, müdahale ve güzelleştirme. Her şey psikoloji ile ilgili. Diğer bir deyişle, davranış değişikliği ile risk ve kayıpların azaltılması konusunda uygun normlar ve anlayış yoksa, toplum sarsıntıya hazırlanamıyorsa, mağdurlara zamanında müdahale edilmiyorsa ve rehabilitasyon çalışmaları takip edilmiyorsa toplum, ayağa kalkamaz Bu nedenle afet risk yönetiminin omurgası psikoloji uygulamalarına dayanmaktadır.”

KADINLARIN %60’I VE ERKEKLERİN %41’İ SARSMADAN YÜKSEK VEYA ÇOK YÜKSEK ETKİLENMİŞ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR

6 Şubat’ta meydana gelen depremin yıkıcı etkisinin olduğunu hatırlatan, prof. Dr. Nebi Sümer “Depremden bir ay sonra 3-4 Mart’ta benim de katıldığım bir araştırma heyeti ile kapsamlı bir deprem araştırması yapıldı. Resmi rakamlara göre 51 bin ölü var, yaralı sayısı tam olarak bilinmiyor ama 100 binin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. İnanılmaz bir felaket yaşadık. Araştırmaya göre Türkiye’de her 4 kişiden biri, %27’si deprem bölgesinde bir yakınını, arkadaşını, akrabasını veya arkadaşını kaybettiğini söylüyor. Bu çok büyük bir rakam.”

Depremin manevi etkisine de baktıklarını belirten, prof. Dr. Nebi Sümer,devam etti:

“Böyle büyük olaylarda, olayın etkisini ölçen manevi bir terazi vardır. Genellikle aktif dönem dediğimiz bir ay içinde etki azalır. Sadece maruz kalanlarda yüksektir. Burada durum çok daha vahim. Maruz kalma ölçeğindeki konularla karşılaştırıldığında, deprem bölgesindeki beş ilde yaşayanların %61’i depremden daha fazla veya daha fazla etkilenmiştir. Bu yüzden niyetini aklından çıkaramaz. Bundan kaçınmaya çalışıyor ya da aşırı uyarıldığı için rahatsız hissediyor. Kadınların %60’ı ve erkeklerin %41’i beyin sarsıntısından çok veya çok güçlü bir şekilde etkilendiklerini söylüyor. Bunlar inanılmaz rakamlar. Bir ay ağlamak yetmez. Olayın özü, manevi bir hazırlık olmazsa depremin toplumu çok derinden etkilemesidir.”

“İNŞAAT MÜHENDİSİ HİPOKRATİK yemini etmelidir”

TOBB ETÜ Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi prof. Dr. Nuray KarancıSeminerde yaptığı konuşmada,   Kendisini daha fazla önlem almaya teşvik etmesi için deprem kaygısının azalmaması gerektiğini kaydeden Demir, “1995 yılında Japonya’nın Kobe kentinde meydana gelen deprem, 1999 yılında yaşadığımız İstanbul depremine çok benziyor. çok hazırlıklı olun ama Kobe depremine hazırlıklı değillerdi. Yangın çıktı, çok kayıp verdiler. Japonlar daha sonra oraya çok güzel bir müze inşa ettiler. O travma unutulmasın; böylece akılcı davranma, hazırlıklı olma, binaları aslına uygun yapma eğilimimiz devam edecek. Yaşadığımız acı ve travmalar doğal olarak hafifliyor ama beyin sarsıntısı korkusu azalmamalı. Korkarım bir şeyler yapalım. Endişe korkunç bir duygu değil, çünkü bizi uyarıyor: Burada bir sorun var, daha güçlü yapılar inşa etmem gerekiyor. Aslında inşaat mühendisinin Hipokrat yemini etmesi gerekir, yaptığı çok değerlidir; ama bu süreçte mühendisler, belediyeler ve mal sahipleri var. Burada bir sorumluluk zinciri var.”

Seminere katılan Medipol Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı, Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. prof. Dr. Gökhan MalkoçPsikologlar Derneği olarak beyin sarsıntısı alanındaki deneyimlerini paylaşarak şunları söyledi:

“Genel olarak sahada bir çalışma yapmadan önce veriye dayalı müdahale programlarını önemsiyoruz, bu nedenle rutin bir çalışma olarak 6 kişilik bir ekiple yola çıkıyoruz. Büyük bir yıkımla karşı karşıya kaldık. Gördük ki depremin fiziki boyutu olduğu gibi manevi boyutu da var. Yıkımın olmadığı yerlerdeki yaşamı sormak istedik. Fazla yıkımın olmadığı Samandağ Vakıflı Köyü’nde yaşayan aileler, tedirginlik nedeniyle çocuklarının tamamına yakınını İstanbul’a gönderdi. Nereye girdiysek, hangi şehre gidersek gidelim orada farklı bir hikaye gördük. Ama en değerlisi uyum ve organizasyon sorunuydu. “

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

elbeylihaber.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu